(+90) 312 418 82 69

jfmo@jeofizik.org.tr

Milli Müdafaa Caddesi NO:10/7

06650 Kızılay/ANKARA
MENU

12 HAZİRAN 2011 GENEL SEÇİMLERİNE YÖNELİK OLARAK HAZIRLANAN TMMOB SEÇİM BİLDİRGESİ TASLAĞINA İLİŞKİN TMMOB YÖNETİM KURULU ÜYESİ SNPROF DR MUSTAFA ERGÜN`ÜN GÖRÜŞÜ

1. Kürt Sorunu Barışçıl Çözümü Beklemektedir;

Görüş: "İNSANİ VE KÜLTÜREL HAKLAR" olarak ayrımcılık yapmadan ve dünyayı idare eden "BÖL, YÖNET VE YUT" kavramı dışında bir zihniyet geliştirmek zorundayız. Bu bağlamda emperyalizmin bize uyguladığı ayrımcılık ve ayrıştırma dışında yeni bir birleştirici ve bütünleştirici düşüncülerle örtüşen söylemler geliştirdikçe tüm Ortadoğu ve çevresinde daha mutlu ve demokratik ortam yaratılabilecektir. Onun içinde insanları ırkları, dilleri ve inançları bağlamında bölmek değildir. Dolayısıyla bu maddenin başlığı ayrımcılık kokmaktadır ve TMMOB olarak biz bunu evrensel boyutta algılamamız gerekmektedir. Aslında bu maddede ifade edilen görüşlere genel açıdan katılıyorum. Türkiye‘de başka ırklar, diller ve inançlarda mevcuttur. Nasıl aşırı milliyetçi ve ırkçı faşist zihniyete karşı oluyorsak başka türlü bu tür söylemleri çağrıştıracak ifadelerden de kaçınmalıyız. İnsan Hakları çerçevesinde herkes dilini, inancını ve kültürünü serbestçe kullanma ve yaşama hakkına sahip olmalıdır. Bu toprakları kültürü ile ilişkili yer adlarının keyfi değiştirilmemesi gerekir çünkü bu geçmişten gelen bu adlar binlerce yıllık Anadolu kültürünün devamlılığını sağlamaktadır. Nasıl dünya da BİYO-ÇEŞİTLİLİĞİ korumak gerekiyorsa bu olgunun sağlanması gerekir. Evrim yasasının yaşamın tüm alanında da geçerli olduğunu kabul etmek zorundayız. Doğada bile doğanın kabul edemeyeceği bir durum olursa doğa bunu eninde sonunda kendine uyarlar (aynen 1999 İzmit depreminde olduğu gibi, dolgu ile kazanılan alanları deniz geri almıştır). Bilgi ve bilgelik doğayı anlamaktan geçer. Anadolu‘nun tüm kültürlerine sahip çıkma bilincinin geliştirilmesi temel politikamız olmalıdır.

Buradaki Kürt kelimesi ırk ayrımcılığı (Türkiye de yalnız Kürtler yok) anlamı taşımaktadır. Bu iki maddedeki dil evrensel olgular çerçevesinde yeniden ele alınmalıdır. Türkiye ırk, dil ve din temellerine dayalı bir devlet değildir. Devletin resmi dili Türkçe‘dir. Eğitim dili de Türkçe‘dir (Tevhidi Tedrisat), fakat bu artık sulandırılmış ve İngilizce eğitim bile yapılmaktadır. Aslında İngilizce‘ninde eğitim dili olmaktan çıkarılması gerekmemektedir. Onun için Öğrenim dili ile eğitim dili kavramlarına açıklık getirilmelidir. Herkesin anadili dahil her dili öğrenme hakkı vardır.

2. Savaşa Derhal Son Verilmelidir;

Görüş: Bu sözcük (SAVAŞ ne demek!!!!) çok kışkırtıcıdır ve kullanılmamalıdır. Bunun yerine daha uygun ve kimseyi suçlamayan ve ortak çözüm bulmaya yönelik yaklaşımlara gereksinim vardır.

3. Laiklik;

Görüş: Bu sözcüğün İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ olarak kullanılması daha uygun olacaktır. Çünkü LAİKLİK sözcüğün halk katmanlarında başka bir anlamı vardır.

4. Demokratik Hukuk Devletinin Gerçekleşmesi İçin;

Görüş: Buradaki bazı görüşler tekrar düşünülmesi gerekir. Genel Kurmay Başkanlığının tekrar Milli Savunma Bakanlığına bağlanılması ve iç güvenlik sorunlarına karışmaması gibi (Ülke güvenliği bir bütündür) hususlarda bir değerlendirmeye gereksinim vardır. Her ülkenin kendi iç ve dış güvenliği için geliştirdiği kavramlar ve refleksler vardır. Bu bağlamda MGK olayı da yeniden düşünülmelidir.

Okunma Sayısı: 2123