TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası (JFMO) Adana Şube Başkanı Melih Baki, bilimsel araştırmalar ve mühendislik alanında çöküşün yaşandığı bu süreçte bilim ışığında doğruları savunacaklarını kaydetti | |
JMO Adana Şube Başkanı Melih Baki, "Ülkemizin en büyük sorunu yeteneksiz ve birikimsiz kadroların tercih edilmesi ve en korkuncu yeteneksiz insanların toplum tarafından ödüllendirildiği bu süreci yaşamamızdır. Ondandır ülkemizde bilimsel normlar uygulanmıyor. Ülkemizde kısmen de olsa bilimsel normlar bir tek tıp da uygulanıyor. Gözümüz ağrıdığında göz doktoruna, yüreğimiz ağrıdığında kalp doktoruna vb. doktora gidiyoruz. Mühendislik uygulamalarında böyle bir bilimsel bilinç yoktur. Ondandır ülke ekonomisi çöküyor. Ondandır öz kaynaklarımıza dayalı üretim politikamız yok. Ondandır 20 yıldan bugüne kadar maden aramalarında, petrol aramalarında istenilen başarıya ulaşamadık. Ondandır depremlerden ders almadık." diye konuştu.Baki, "Yasallaştırılmış gece kondulardan şehir yaratılıyor ve halen yaratılmaya devam ediliyor. Doğanın boşaltım sistemi olan dere yatakları imara açılmış, açılmaya devam ediliyor. Heyelanlı alanlar imara açılıyor. Her depremde evler yıkılyor, binlerce ölü oluyor. Yeteneksiz, bilgisiz ve rant kaygısını meslek haline getirmiş kadroların iş başına getirilmesi ve en korkuncu ödüllendirilmesi ülkemizi hızlı bir çöküşe götürüyor. Doğayı hiç kimse ıslah edemez. Ona hiç kimse meydan okuyamaz, baş da eğdiremez. Bunu deneyenler çok ağır bedel ödemiştir. Ülkemizin ödediği gibi. Asıl afet bu kadroların anlayışında yatıyor. Suçun tanımı, yasalar ve yönetmeliklere uymamaksa, aykırı davranmaksa, hiçe saymaksa, can ve mala zarar vermekse, kamuya zarar vermekse söz konusu bu kadrolar suç işlemektedir ve yargılanmalıdır." dedi.
Jeofizik Mühendisleri Odası (JMO) Adana Şube Başkanı Melih Baki, "Son 13 yıllık sürece baktığımızda çok yol aldık, çok şey başardık, çok mesafe aldık ama yeterli değil. Daha çok mücadele etmemiz gerekiyor. Bu bizim üstlendiğimiz misyondur. Yılmadan, usanmadan bilim ışığında yürüyen, insan hayatını ön planda tutan kadrolar bu ülke için çok şey kazandıracaktır." dedi.
Baki, düzenlediği basın toplantısında yeni seçilen yönetim kurulunu da tanıttı ve görev bölümünü gerçekleştirdiklerini söyledi.
Baki‘nin yazılı açıklaması şöyle:
"Yeni seçilen VII. Dönem Şube Yönetim Kurulu‘muz, bilimsel araştırmalar ve mühendislik alanında çöküşün yaşandığı bu süreçte bilim ışığında doğruları savunmak bilimsel araştırma ve kamu yararına sunmak mücadele ilkesini devam ettirecektir. Son 13 yıllık sürece baktığımızda çok yol aldık, çok şey başardık, çok mesafe aldık ama yeterli değil. Daha çok mücadele etmemiz gerekiyor. Bu bizim üstlendiğimiz misyondur. Yılmadan, usanmadan bilim ışığında yürüyen, insan hayatını ön planda tutan kadrolar bu ülke için çok şey kazandıracaktır. Ülkemizin en büyük sorunu yeteneksiz ve birikimsiz kadroların tercih edilmesi ve en korkuncu yeteneksiz insanların toplum tarafından ödüllendirildiği bu süreci yaşamamızdır. Ondandır ülkemizde bilimsel normlar uygulanmıyor. Ülkemizde kısmen de olsa bilimsel normlar bir tek tıp da uygulanıyor. Gözümüz ağrıdığında göz doktoruna, yüreğimiz ağrıdığında kalp doktoruna vb. doktora gidiyoruz. Mühendislik uygulamalarında böyle bir bilimsel bilinç yoktur. Ondandır ülke ekonomisi çöküyor. Ondandır öz kaynaklarımıza dayalı üretim politikamız yok. Ondandır 20 yıldan bugüne kadar maden aramalarında, petrol aramalarında istenilen başarıya ulaşamadık. Ondandır depremlerden ders almadık.
Son 15-20 yıla bakıldığında ülkemizin büyük kent depremleriyle sarsıldığını görürüz ama hiç ders almadık. Her depremde toplu yıkımlar, toplu ölümler ve değişmeyen çığlık sesleri. 21. yüz yılda bilgi çağında modern kent diye bildiklerimiz İzmir-İstanbul-Denizli-Antalya-Rize vb. bir çok kentimiz yaz aylarında kısa süreli yağmurlardan su altında kalıyor. Heyelan oluyor, evler yıkılıyor, yolda arabasıyla giden vatandaşlarımız çocuklarıyla boğulup ölebiliyor. Yasallaştırılmış gece kondulardan şehir yaratılıyor ve halen yaratılmaya devam ediliyor. Doğanın boşaltım sistemi olan dere yatakları imara açılmış, açılmaya devam ediliyor. Heyelanlı alanlar imara açılıyor. Her depremde evler yıkılyor, binlerce ölü oluyor. Yeteneksiz, bilgisiz ve rant kaygısını meslek haline getirmiş kadroların iş başına getirilmesi ve en korkuncu ödüllendirilmesi ülkemizi hızlı bir çöküşe götürüyor. Doğayı hiç kimse ıslah edemez. Ona hiç kimse meydan okuyamaz, baş da eğdiremez. Bunu deneyenler çok ağır bedel ödemiştir. Ülkemizin ödediği gibi. Asıl afet bu kadroların anlayışında yatıyor.
Ülkemizin bir bürokrasi devrimine ihtiyacı vardır. Bir devlet, bir medeniyet idare ettiğinin farkında olan kadroların iş başına getirilmesi gerekmektedir. Mostra madenciliği devri bitmiş ve bu uğurda yeni aramacılık olarak jeofizik uygulamalar sayesinde örtülü madenler bulunmuş ve bulunmaktadır. Yerbilim alanlarında, bilgi toplumlarında, gelişmiş ileri düzeyi yakalamış toplumlarda Jeofizik Uygulamaları olmazsa olmazdır. Bilgi toplumu olmadık. Bilgi toplumuna geçemedik ki halen hurafelerle, cehaletlerle savaşıyoruz. Hükümetimiz ve ilgili bakanlığımızın çıkardıkları yasa ve yönetmelikleri keyfi olarak uygulamayan, hayata geçirmeyen kamu görevlileri ve meslek şövanizmi yapan bilgisiz mühendislerle, yöneticilerle uğraşımız devam ediyor, devam etmektedir.
Suçun tanımı, yasalar ve yönetmeliklere uymamaksa, aykırı davranmaksa, hiçe saymaksa, can ve mala zarar vermekse, kamuya zarar vermekse söz konusu bu kadrolar suç işlemektedir ve yargılanmalıdır. Onca depreme rağmen büyük kentlerimiz hala yıkılıyorsa, toplu ölümler yaşanıyorsa, dere yatakları imara açılıp sel altında kalıyorsa, heyelanlı alanlar imara açılıyorsa, çıkan yasa-yönetmelikleri uygulamayan hayata geçirmeyen imar müdürleri ve yetkili yerde görev alanlar suç işliyor, hem de cinayet suçu. Bunların üstüne üstüne gideceğiz, savcılarımızda gitmelidir.
Adana Şubesi VII. Olağan Genel Kurulu‘nda seçilen Yönetim Kurulu olarak, değişmeyen bir şiarımız vardır. İnsan hayatından daha önemli, daha kutsal, daha öncelikli hiç bir şey yoktur. Kamu yararından daha önemli Hiçbir şey yoktur. Herşey ülkemiz için, insanlarımız için. Bu yolda ne bedel ödenecekse, ödeyeceğiz.
Nerde rüzgar varsa, orda bilimin ateşini, umudun ateşini yakacağız."