(+90) 312 418 42 20

jfmo@jeofizik.org.tr
tmmobjfmo@hs01.kep.tr

Milli Müdafaa Caddesi NO:10/7

06650 Kızılay/ANKARA
MENU
01-07 MART DEPREM HAFTASI

01-07 MART DEPREM HAFTASI



01-07 MART DEPREM HAFTASI

ÜLKEMİZİN DEPREM GERÇEĞİNİ UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ !

06 Şubat 2023 tarihinde, Saat 04:17'de merkez üssü Pazarcık (Kahramanmaraş) olan Mw 7.7, saat 13:24’de merkez üssü Elbistan (Kahramanmaraş) olan Mw 7.6 büyüklüğünde ve 20 Şubat 2023 20:04 de merkez üssü Defne olan Mw 6.4 büyüklüğünde meydan gelen depremlerle  son yüzyılın en büyük felaketlerinden birini daha yaşadık. Bu depremler, yarattığı hasarlar nedeniyle büyük bir afete dönüşmüştür. Yol açtığı yıkım ve kayıplar hepimizi derinden üzmüştür.

Ülke ve millet olarak tarihimizin en büyük acılarından birini yaşıyoruz.

Başta deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımız olmak üzere tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyoruz. Depremde yaşamını yitirenlere bir kere daha Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralananlara acil şifalar diliyoruz.

Her yıl 01-07 Mart tarihleri arası, toplumda deprem bilincinin oluşması ve deprem öncesi sırası ve sonrası hazırlıklı olunması, deprem tehlikesinin kamuoyunun gündeminde kalması amacıyla Deprem Haftası olarak kabul edilmiştir

Her yıl düzenlenen deprem haftasında, deprem gerçeğinin unutulmaması, vatandaşlarımızın depreme karşı hazırlıklı olmasının sağlanması, depremden korunma yollarının anlatılması ve toplumda afete hazırlık bilincinin yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.

Yakın tarihte meydana gelen, 17 Ağustos 1999 7.4 büyüklüğünde Marmara Depremi, 12 Kasım 1999 7.2 büyüklüğünde Düzce Depremi, 19 Mayıs 2011 5.9 büyüklüğünde Simav Depremi, 22 Eylül 2011 5.4 büyüklüğünde Erzincan- Kemah Depremi, 23 Ekim 2011 7.1 büyüklüğünde Van Depremi, 09 Kasım 2011 5.6 büyüklüğünde Van-Edremit Depremi, 26 Eylül 2019 5,8 büyüklüğünde Silivri-İstanbul Depremi, 24 Ocak 2020 Sivrice-Elazığ, 20 Ekim 2020 yılında 6,9 büyüklüğünde (Sisam Adası) İzmir Depremi ve son olarak büyük yıkıma sebep olan 6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız 7,7 büyüklüğünde Kahramanmaraş Pazarcık, 7.6 büyüklüğünde Kahramanmaraş Elbistan, 6.4 büyüklüğünde Defne Depremlerinde büyük acılar yaşanmış,  can ve mal kayıpları olmuştur.

Depremle ilgili önlemler için uzun bir süreç gerekmektedir. 1999 Marmara Depremi milat olarak alınarak önlemler alınmış olsaydı, bugün daha az bina yıkılır, can kaybımız çok daha az olabilirdi. 

Ülkemiz, dünyanın en etkin deprem kuşakları üzerinde yer almaktadır. Ne zaman nerede bir depremin olacağını kestirmek güç olsa da, her an ülkemizin herhangi bir yerinde orta büyüklükte veya yıkıcı nitelikte bir depremin olma olasılığı çok yüksektir. Orta büyüklükte meydana gelen depremler bile kent merkezlerinde ve kırsal alanda bulunan yapı stokunda oldukça büyük oranda hasarlar meydana getirmektedir.

Ülkemizin %92´si deprem bölgeleri içerisinde, nüfusumuzun %95´i deprem tehlikesi altında ve ayrıca büyük sanayi merkezlerinin %98´i ve barajlarımızın %93´ü deprem bölgesinde yer almaktadır.

Daha önceden yaşananlardan ders alınarak, depremle iç içe yaşamak zorunda olduğumuz Ülkemizde, Doğa olaylarının afete dönüşmemesi, toplumsal acıların tekrar yaşanmaması için;

  •     Büyük can ve mal kaybına neden olan yıkıcı depremlere kaynaklık etmiş Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hatları bölgesi ve civarındaki yerleşim alanları ve beklenen İstanbul depremi için deprem öncesi, sırası ve sonrasında alınacak önlemler yoğunlaştırılmalıdır.
  •      Yapılaşmanın ilk aşamasından, ruhsat aşamasına kadar çok ciddi denetimler yapılmalıdır.
  •    Mühendislik çalışmalarının, meslek disiplinleri arasında bir bütünlük içerisinde uygulanması sağlanmalıdır.  Mühendislik hizmeti almamış olan yapıların yoğunlukta olduğu bölgelerde bina envanterleri çıkarılarak kent yenileme projeleri hayata geçirilmelidir.
  •     İmar planına altlık teşkil edecek jeolojik-jeofizik-jeoteknik etütler yapılmadan yeni yerleşim yerleri belirlenmemeli ada ve parsel bazlı tüm yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir uygulamaya ruhsat verilmemelidir.
  •      Riskli alanlar, tarım alanları imara açılmamalıdır.
  •      Bilimsel normlara dayalı yer seçimi yapılmalıdır.
  •      Niteliksiz yapı üretimi engellenmelidir.
  •      Kentsel değişim-dönüşüm projelerinde öncelik, afet riskinin yüksek olduğu yerlere ve göçecek binalara verilmelidir.
  •      TMMOB’ ye bağlı ilgili Odalara denetim yetkisi verilmelidir.
  •       Kamusal denetim etkinleştirilmelidir.
  •     Yapı ruhsatlarına esas zemin ve temel etüt raporlarının kontrolü ve gerekli durumlarda yerinde kontrolü/takibi belediyelerde çalışan Jeofizik Mühendisleri tarafından yapılmaktadır. Ancak belediyelerde yeterli miktarda Jeofizik Mühendisi bulunmadığından, raporların doğru ve tam denetimi yapılamamaktadır. "Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği" ile tanımlanan zemin ve temel etütlerindeki jeofizik mühendisliği hizmetlerinin denetimi ve kontrolü için, her belediyede en az bir jeofizik Mühendisi istihdam edilmesi zorunlu olmalıdır.

Deprem olmadan, depremi en az hasarla atlatabilmek için sağlam zemine deprem güvenli binalar yapılmalıdır. Gerekli önlemler alınmazsa önümüzdeki yıllarda bir gün ülkemiz deprem ile büyük felaketler yaşayacaktır.

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak; Ülkemizin dünyanın en etkin deprem kuşaklarında yer aldığını, fay hatlarının geçmişte birçok yıkıcı depremlere neden olduğunu, sessizliğini koruyan ve enerji biriktirmekte olan aktif fay hatlarında meydana gelecek depremlerde can ve mal kaybının olacağı gerçeğini, ülkemiz “DEPREM GERÇEĞİNİ” unutmayacağız, unutturmayacağız.

Bugüne kadar meydana gelen depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI

19. DÖNEM YÖNETİM KURULU 
Okunma Sayısı: 196