(+90) 312 418 82 69

jfmo@jeofizik.org.tr

Milli Müdafaa Caddesi NO:10/7

06650 Kızılay/ANKARA
MENU
12 KASIM 1999 DÜZCE DEPREMİNİN 24. YILDÖNÜMÜ

12 KASIM 1999 DÜZCE DEPREMİNİN 24. YILDÖNÜMÜ

17 Ağustos 1999 günü saat 03:02’de Marmara Bölgesinde meydana gelen Richter ölçeğine göre 7.4 büyüklüğündeki depremin yaraları sarılmadan, 12 Kasım 1999 günü saat 18:07’de Düzce’de Richter ölçeğine göre 7.2 büyüklüğünde deprem meydana gelmiştir. Bine yakın insan hayatını yitirmiş, binlerce insan yaralanmış, konutlar ve işyerleri büyük hasar görmüştür.

Bir doğa olayı olan deprem; bilimden uzak  verilmiş yer seçimi kararları, jeolojik, jeofizik ve jeoteknik verilerden yoksun imar planları, mühendislik hizmeti görmemiş yapı üretimi, hızlı ve düşük nitelikli kentleşme nedeniyle afete dönüşmektedir.

Bataklık alanların, verimli tarım arazilerinin, dere yataklarının yerleşime açılması, kentsel planlamaya ve planlı büyümeye önem verilmemesi, zemine uygun olmayan yapı üretilmesi, mühendislik hizmetlerine yeterince önem verilmemesi, zemin özellikleri dikkate alınmadan konutlar, sanayi tesisleri, ulaşım alt yapıları yapılması nedeniyle meydan gelen depremlerde, büyük acı ve üzüntüleri toplum olarak yaşıyoruz.

Bir doğa olayı olan depremin olmasına engel olmak mümkün değildir. Ancak depremlerin doğal afete dönüşmemesi için tedbirler almak mümkündür. Depremden korunmanın en önemli parametresi, zemini ve zemin özelliklerinin iyi bilinmesidir. Zemin özelliklerini belirlemek ve buna göre yapılaşmaya gitmek gerekir. Bu çalışmalar multidisipliner mühendislik çalışması ile olmalıdır.

Riskli binaların taranıp tespit edilmesinde, yapıya hasar vermeden binanın dayanıklılığını inceleyen Jeofizik Mühendisliği yöntemlerinden yararlanılmalıdır.

Binayı yıkan depremin dinamik parametreleridir. Zeminin dinamik özellikleri Jeofizik Mühendisleri tarafından hesaplanmaktadır. Bu nedenle, depreme dayanıklı yapı üretimi için, zemin etütlerinde mutlaka Jeofizik Mühendisliği çalışmaları olmalıdır.

Depremler önlenemez ancak, bilimsel normlara uygun yer seçimi ve sağlam zeminlerde sağlam binalar yapılırsa ve önlemler önceden alınırsa yaşadığımız depremlerin yol açacağı can ve mal kayıpları en aza indirilebilir. Sağlıklı ve güvenli kentleşmeler için yapı üretimi ve denetiminin bilimin ve mühendisliğin yol göstericiliğinde olmalıdır. Kentsel değişim-dönüşüm projelerinde öncelik, afet riskinin yüksek olduğu alanlara verilmelidir.

1999 Gölcük ve Düzce depremlerini Milat olarak alırsak aradan geçen 24 yıl boyunca deprem gerçeği ile yüzleştiğimizde, 6 Şubat 2023’de meydana gelen Kahramanmaraş-Pazarcık ve Kahramanmaraş-Elbistan depremlerinde de görüldü ki; yeni depremlere hazırlanma konusunda önemli bir mesafe kaydedilmemiştir.

Bilinmelidir ki; depreme hazırlık konusunda 24 yıl öncesinden daha iyi durumda değiliz. Yaşanacak, İstanbul ya da Ülkemizin değişik bölgelerinde yıkıcı büyüklükteki depremlerin sonuçları çok daha ağır olacaktır.

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak, Ülkemizin deprem gerçeğini hep canlı tutacağız, depremleri ve depremlerde yaşanan acı felaketleri unutmayacağız, unutturmayacağız.

Yaşadığımız depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.

12.11.2023

TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
19.
DÖNEM YÖNETİM KURULU

Okunma Sayısı: 30