BASIN AÇIKLAMASI
Japonya’da bugün meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki deprem ve ardından verilen tsunami uyarısı, bir kez daha dünyanın en gelişmiş ülkelerinin dahi depremlerle sürekli bir sınav içinde olduğunu göstermiştir. Deprem ve tsunami riskinin en yüksek olduğu Pasifik Deprem Kuşağı üzerinde bulunan Japonya, uzun yıllardır bilimsel verilere dayalı politikaları, güçlü afet yönetimi sistemi ve disiplinlerarası iş birliği kültürüyle depremlerle mücadelede dünyanın en başarılı örneklerinden birini oluşturmaktadır.
Japonya modeli, özellikle Türkiye gibi yüksek sismisiteye sahip ülkeler için çok önemli dersler sunmaktadır:
1.Bilime Dayalı Sismik Tehlike Analizleri
Japonya’da tüm planlama süreçlerinin temelinde jeofizik, jeoloji ve mühendislik sismolojisi çalışmalarına dayanan çok katmanlı sismik tehlike haritaları bulunmaktadır. Bu haritalar düzenli güncellenir, veri gizlenmez, karar vericiler bilimsel bilginin rehberliğini terk etmez.
Türkiye'nin de benzer şekilde jeofizik veriye dayalı ulusal sismotektonik modelini sürekli güncellemesi ve tüm kurumlarda ortak veri paylaşımı kültürünü geliştirmesi gerekmektedir.
2.Erken Uyarı Sistemlerinin Etkin Kullanımı
Japonya Meteoroloji Ajansı, gelişmiş yer hareketi sensörleri, kuvvetli yer hareketi kayıtçıları ve jeofizik erken uyarı sistemleri sayesinde deprem olur olmaz bölgeyi bilgilendirmekte, trenlerden fabrikalara kadar birçok sistem otomatik olarak güvenli modlara geçmektedir. Benzer erken uyarı ve hızlı uyarı mekanizmalarının Türkiye’de de ülke çapında yaygınlaştırılması, özellikle büyükşehirlerde kritik öneme sahiptir.
3.Yapı Güvenliğinde Bilimsel Standartlar ve Sıkı Denetim
Japonya’da yapıların tasarım ve kontrol süreçlerinde:
mühendislik sismolojisi verileri, mikrotremor ve zemin dinamik analizleri, jeoteknik–jeofizik bütünleşik zemin sınıflandırmaları
zorunlu unsurlardır. Türkiye’de deprem risk azaltma çalışmalarında jeofizik mühendisliği hizmetlerinin projelerin tüm aşamalarında zorunlu ve vazgeçilmez bir bilimsel girdiye dönüştürülmesi gerekmektedir.
4.Toplumsal Deprem Kültürü ve Hazırlık Japonya’da afet eğitimi doğumdan itibaren yaşam kültürünün parçasıdır. Halk, deprem anında doğru davranış, tahliye, toplanma alanı bilinci gibi konularda düzenli tatbikatlarla eğitilir.
Türkiye’de de bilimsel bilginin toplumla buluşturulduğu, eğitim ve farkındalık programlarının kurumsallaştığı bir yapı zorunludur.
5.Kamu–Üniversite–Meslek Odası İş Birliği
Japonya’da devlet kurumları, araştırma enstitüleri ve mühendislik odaları ortak çalışarak veri üretir, standart belirler ve uygulamaları denetler. Bu bütüncül yaklaşım, afetlerle mücadelede başarının temelidir.
Türkiye’de de Jeofizik Mühendisleri Odası başta olmak üzere tüm disiplinlerle birlikte bilimsel, şeffaf ve uyumlu bir afet politikası oluşturulması hayati önemdedir.
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Japonya’da yaşanan son deprem, bilimin ışığında hazırlıklı olmanın önemini bir kez daha göstermektedir. Depremi durdurmak mümkün değildir; ancak doğru mühendislik, doğru planlama ve doğru yönetim ile yıkıcı etkilerini en aza indirmek mümkündür.
Türkiye; aktif fay zonları, yoğun şehirleşme, yapı stoğunun durumu ve zemin koşulları göz önüne alındığında, deprem gerçeğiyle en fazla yüzleşmesi gereken ülkelerden biridir.
Bu nedenle:
Jeofizik mühendisliği hizmetlerinin tüm proje ve uygulamalarda zorunlu hale gelmesi, Afet yönetiminin bilimsel verilere göre yeniden şekillenmesi, Ulusal sismik gözlem ağlarının güçlendirilmesi,
Toplumsal deprem bilincinin sistematik olarak artırılması kaçınılmaz bir zorunluluktur.
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak, ülkemizin deprem riskinin azaltılması ve güvenli yaşam alanlarının oluşturulması için bilimsel tüm çalışmaların yanında olmaya, ilgili kurumlarla iş birliğini sürdürmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeye devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.
TMMOB
JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU