
"Deprem Değil, Bilimden Uzak Yapılar Öldürür"
BASIN AÇIKLAMASI
"Deprem Değil, Bilimden Uzak Yapılar Öldürür"
17 Ağustos 1999 Depremi – Unutmadık, Unutturmayacağız
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, ülkemizin yaşadığı en büyük felaketlerden biridir. Binlerce vatandaşımızı kaybettiğimiz, yüzbinlerce insanımızın evsiz kaldığı bu acı olay, bizlere şu gerçeği bir kez daha göstermiştir: Deprem öldürmez, bilimden ve mühendislik hizmetlerinden uzak, yanlış ve denetimsiz yapılaşma öldürür.
Aradan geçen 26 yıla rağmen, ülkemizde hâlâ sağlam ve güvenilir yapılaşma konusunda ciddi eksikler bulunmaktadır. Deprem gerçeğiyle yaşayan bir coğrafyada; zemin ve temel etütlerinin bilimsel yöntemlerle yapılması, mühendislik hizmetlerinin eksiksiz uygulanması ve etkin bir denetim mekanizmasının işletilmesi hayati önem taşımaktadır.
Deprem gerçeğini unutmak, insan hayatını önemsememektir. Geri döndüremeyeceğimiz bir şey varsa o da insan hayatıdır. Bu nedenle ülkemizdeki mevcut yapı stokunun depreme karşı dayanıklılık kontrolünün yapılarak, yapının durumuna göre güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması önem arz etmektedir.
Deprem öldürmez; denetimsizlik, akıl, bilim ve teknik dışı uygulamalar öldürür. Deprem bir doğa olayıdır. Depremi önlememiz mümkün değildir, ancak depremlerin birer afete dönüşmesini engellemek bizim elimizdedir.
Jeofizik Mühendisleri Odası olarak vurguluyoruz ki:
- Her yerel yönetimde en az 1 jeofizik mühendisi istihdam edilmelidir.
- Zemin ve temel etütleri, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi doğru, tarafsız ve bilimsel yöntemlerle yapılmalı ve denetlenmelidir.
- Hem yerel hem de merkezi yönetimler, yapı üretim sürecinin her aşamasında mühendislik disiplinlerine gereken önemi vermelidir.
- Mevcut sistem, denetimsiz ve yetersiz uygulamalara izin vermeyecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Depremler, önlenemez doğa kaynaklı olaylardır. Ancak can ve mal kayıplarını en aza indirmek mümkündür. Bunun yolu; bilime, mühendisliğe ve etik değerlere bağlı bir yapı üretim sistemini hayata geçirmektir.
17 Ağustos’un acısını unutmadık, unutturmayacağız. Bu acıların tekrar yaşanmaması için, bilimsel ve teknik gereklilikleri hayata geçirmek, hem yöneticilerin hem de tüm toplumun ortak sorumluluğudur.
Ülkemizin dünyanın en etkin deprem kuşaklarında yer aldığını, fay hatlarının geçmişte birçok yıkıcı depremlere neden olduğunu hepimiz biliyoruz. Beklenen İstanbul depremi gibi sessizliğini koruyan, enerji biriktirmeye devam eden diğer aktif fay zonlarında da meydana gelecek olası depremlerde can ve mal kayıplarını en aza indirecek çalışmaları hızlıca hayata geçirmek hepimizin sorumluluğundadır. Bu sebeple "DEPREM GERÇEĞİNİ" unutmayacağız, unutturmayacağız..
Bugüne kadar meydana gelen depremlerde yaşamını yitiren vatandaşlarımızı saygıyla anıyoruz.
TMMOB JEOFİZİK MÜHENDİSLERİ ODASI
20.DÖNEM YÖNETİM KURULU