(+90) 312 418 82 69

jfmo@jeofizik.org.tr

Milli Müdafaa Caddesi NO:10/7

06650 Kızılay/ANKARA
MENU

YENİ HABER ADANA ŞUBEMİZİN ADANADAKİ ŞEHİR ŞEBEKE SUYUNUN ÖZELLEŞTİRİLMESİ İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

Adana İçme Suyunun Özelleştirilmesi Hangi Boyutta Olacaktır?

Su dağıtım şebekesinin özelleştirme adı altında hangi ticari şirkete satılacaktır. Satılan ülkelerde su fiyatları nasıl hızla yükseldiği açık ve net bir şekilde görülmüştür. Dünya ülkelerindeki şehirlerde şehir şebeke suyunun özelleştirilmesi sonucu fiyatların %35 - %200 arasında artığı ve bu artışların su faturalarına yansıdığı görülür. Su halkındır ve kuşkusuz suyun ticarileştirilmesi en başta vuracağı da yoksul ve gelir düzeyi düşük olan vatandaş olacaktır.  

Yaşam Hakkı

Yaşam hakkı tüm hak ve özgürlüklerin temelini oluşturmaktadır ve en dokunulmaz olanıdır. Su bir ihtiyaç maddesi olmanın ötesinde yaşamımızı sürdürebilmek için zorunlu bir maddedir. Tıpkı hava gibidir. Bir insanı suyundan mahrum etmeye yönelik bu alandaki özelleştirmeler sömürünün aracı olarak yaşam hakkının ihlali anlamına gelecektir. Su yaşamın kaynağıdır. Bu konuda belediyenin yapması gereken içme suyu kaynaklarını özelleştirmesi değil, suyun daha sağlıklı güvenli ve yeterli bir biçimde tüm kent halkına ulaştırmasıdır. Suya kamusal bir mal olarak bakıldığında kullanımının halka ait olduğu ve özelleştirilmesinin hukuki imkânının olmadığı açıktır.

831 sayılı sular hakkındaki kanun gereğince belediyelere suların tedariki ile ilgili yükümlülükler getirmiştir. Belediyeler bu kanun çerçevesinde vatandaşlarına su hizmeti vermekle yükümlüdürler. Belediyelere ticari krediler kullanmalarına müsaade edilmesinden ve bu müsaadelerden sonra yabancı sermayeden de kredi verme imkânı tanındıktan sonra, Belediyelerin kullandıkları ve almış oldukları sermayeden almış oldukları krediler ile su ihtiyaçlarını karşılayan veya karşılamaya çalışan belediyelerin bu kredileri ödemediklerinden su kaynaklarının imtiyaz hakkını özel şirketlere devretme girişimleri halka/vatandaşa çok pahalıya mal olmuştur..Adanada da böyle olacaktır. Bu duruma İzmit ve Antalya belediyeleri örnek gösterilebilir. Antalya‘da 1996 yılında 10 yıllık sözleşme ile Antalya İli su dağıtım işletmesi özelleştirilmiş tir. Özelleştirme sonucu hem kalitesiz hizmet sunumu, hem de Antalya halkı suyu aylık düzenli %7 fiyat artışıyla almak zorunda kalmıştır. Su halkındır ve kuşkusuz suyun ticarileştirilmesi en başta vuracağı kesimde yoksul halk olacaktır. Ezilen, emekçi, emekli, dar gelirli vatandaş olacaktır.

Polonya (Lodz, Poznan), Türkiye (Antalya-İzmit), Macaristan (Debrecen), İsveç (Malmö), İzmir (Çeşme), ABD (Wahington), Arjantin (Tucuman), Hindistan (Delhi), Fransa (Paris), Almanya (Münih, Potsdam), Brezilya (Rio de Janerio, Limeira), Kanda (Montreal), Panama, Bolivya (Cochabamba) vb. burada sayamayacağımız yüzlerce ülkede/şehirde yaşanan acımasız yıkım, halkın isyanları ve düştüğü durumlar sonucu, ya mahkeme kararları ile ya belediyeler kararı ile ya da hükümetlerin kararı ile ya da parlamentoların kararları ile özelleştirmeler iptal edilmiş, engellenmiş ya da uygulamalardan vazgeçilmiştir.

Özelleştirmeler Sonucunda Yaşananlar

Su dağıtım şebekelerin su tekellerine satılan devredilen ülkelerde/şehirlerde su fiyatlarının nasıl hızla yükseldiği bu örnekler incelenirse açıkça görülür. Gana da suyun ticarileştirilmesind en sonra su ücretleri %95 yükselmiştir. Hindistan da aile bütçesinin %25 su faturalarına gitmeye başlamıştır. Perunun yoksul halkı ABD halkından altı kat pahalıya su tüketmeye başlamıştır. Güney Afrika da halk su faturalarını ödemediği için suları kesilmiş, susuzluk ve kolera salgını başlamıştır. Yüzlerce örnek sayılabilir.

Dünyada içme suyu özelleştirilmelerinin çok ilginç yansımaları da olmuştur. Nehirler satılmış, kıyılarına silahlı bekçiler dikilerek köylülerin kendi köylerindeki nehirlerden yararlanmaları engellenmiştir. Şehirlerde, şebeke suyuna ödeyecek parası olmayan halkın yağmur suyu toplaması bile yasaklanmıştır. Büyük şirketlere devredilen şehirlerin şebeke suyu, şirketlerin karlılığına bağlanmıştır. Ve şirketler bunu yaptıkları yatırımdan kaynaklanan masraflar olarak savunmuşlardır.

Suyun özelleştirilmesi, suyun fiyatının piyasada belirlenen bir meta olması demektir. Biz buna karşıyız. Adana ilimizde bu özelleştirmede yaşanacak olanlar yukarda verdiğimiz örneklerden farklı olmayacaktır. Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şubesi olarak konuyla ilgili hazırlamakta olduğumuz raporları yakın bir tarihte Adana kamuoyuna sunacağız.

Melih BAKİ
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası
Adana Şube Başkanı

Okunma Sayısı: 494